Son yıllarda daha fazla insan tarafından tercih edilmeye başlanan bir beslenme tarzı var: Veganlık. Peki nedir bu Vegan beslenme? Veganlık; kırmızı ve beyaz et, deniz ürünleri, süt ürünleri, yumurta, bal gibi aklınıza gelebilecek hiçbir hayvansal gıdanın tüketilmediği beslenme biçimine deniyor.
Vejetaryen ile Vegan beslenme arasındaki fark nedir?
Veganlar hiçbir hayvansal gıdayı tüketmezsen vejetaryenler hayvan eti dışındaki hayvansal ürünlerle beslenebiliyorlar. Örneğin, vejetaryenler bal, süt gibi hayvanların kullanımı sonucu elde edilmiş besinleri yiyebiliyorlar. Veganlar ise bütün hayvansal gıdaları tüketmeyi reddediyor.
Gıda ve beslenme üzerine bir dijital platform olan Chef’s Pencil raporuna göre 2020 yılında veganlığa olan ilgi hiç olmadığı kadar yüksek. Google’daki arama verilerini açıklayan Google Trends çıktıları ile hazırlanan rapor, bu sene dünyanın farklı bölgelerinden farklı dillerde veganizm sözcüğünün ve vegan yemek ve restoran aramalarının fazlasıyla popüler olduğunu gösteriyor.
Yine aynı araştırmaya göre veganizmin en popüler olduğu ülkelerin başında İngiltere, Avustralya ve İsrail geliyor. Gıda ve beslenme üzerine pazar araştırmaları yapan Mintel tarafından İngiltere’de yapılan bir başka araştırmaya göre; Londra’da bitki temelli beslenenlerin oranı pandemi ile birlikte yüzde 22’lere çıkıyor. Bu oran 21-30 yaş arası gençlerde yüzde 25’leri buluyor. Vegan beslenme, konuya çok hakim olmayan kişilerin aklına genellikle aynı soruyu getiriyor:
Veganlar yeterince beslenebiliyor mu?
Vegan beslenenler için hayvanlardan elde edilen besinlere alternatifler üreten girişimler bulunuyor. Örneğin, Beyond Meat, hayvan hücresinin laboratuvarda geliştirilmesiyle üretilen kültür etlerinden, protein açısından zengin bitkisel besinlere kadar ete alternatif olabilecek pek çok besin geliştiriyor. “Etten Öte” anlamına gelen isimleriyle 2013 yılından beri hiçbir hayvansal ürünün kullanılmadığı etler üretiyor. Bu bitkisel içerikli etler, insanların alması gereken proteinleri tam olarak sağlıyor.
Benzer girişimlerin ve beslenme türlerinin sayısı giderek artacak gibi gözüküyor. Küresel danışmanlık şirketi At Kearney’in derlediği rapora göre, 2040’lara kadar tüketilen etlerin yüzde 60’ı bitkisel içerikli ya da laboratuvarlarda üretilmiş kültür etleri olacak. Bu durum hayvan endüstrisinin hem hayvan hakları hem de çevre açısından giderek daha zararlı görülmeye başlanmasından kaynaklanıyor. Araştırmalara göre, vegan beslenen bir kişi, etle beslenen kişilere göre yüzde 50 daha az karbondioksit üretilmesine, et yiyen birinin 13’te biri kadar su tüketilmesine neden oluyor.
Özellikle geleneksel mutfaklarında et ve süt ürünlerinin yoğun kullanıldığı bizimki gibi ülkelerde böyle bir geçişin olup olmayacağı bizim için de bir merak konusu. Veganlık hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz Sağlık Komplosu (What the Health?) ve Cowspiracy: Sürdürülebilirliğin Sırrı adlı belgeselleri izleyebilirsiniz.
Kaynak: habereguven.com, evrimagaci.org, veganlik.org/