Postmodernizm; edebiyat, sanat, felsefe, mimari, sinema, kültürel ve edebi eleştiriye uygulanan genel ve geniş kapsamlı bir terimdir.
Postmodernizmin bağlı olduğu tek bir teori yok; bu anlamda, sanata yönelik birçok farklı yaklaşımı kucaklar.
Pop art ile 1960'larda başladığı ve kavramsal sanat, yeni-dışa vurumculuk, feminist sanat ve 1990'ların genç İngiliz sanatçıları dahil olmak üzere farklı sanat akımların çoğunu kucakladığı söylenebilir.
Postmodernizmin net bir tanımı olmasa da modernizmin fikir ve değerlerine karşı bir tepki olarak doğduğu söylenebilir.
Modernizm nedir?
İdealizm ve akıl üzerine kuruludur her şeyi herkes için açıklayacak bilimsel, felsefi, dini bir gerçeğin var olduğuna inanır.
Yani modernizmde evrensel kesinlikler veya gerçekler vardır.
Buna karşılık postmodernizm neyi savunur?
Postmodernizm ise şüphe üzerinde kuruludur. Tüm gruplar, kültürler, gelenekler veya ırklar için geçerli olduğunu iddia eden açıklamalara oldukça şüpheci yaklaşır.
Postmodern anlayışta yorum her şeydir. Gerçeklik, yalnızca dünyanın bizim için bireysel olarak ne anlama geldiğine dair yorumlarımız aracılığıyla ortaya çıkar.
Büyük ölçüde, gerçekliği açıklamaya yönelik bilimsel veya nesnel çabaların varsayılan kesinliğine bir tepkidir.
Postmodernizm sanata ne gibi yenilikler getirdi?
Doğası gereği anti-otoriter olan postmodernizm, sanatın ne olması gerektiğine dair tek bir tarzın veya tanımın otoritesini tanımayı reddeder.
Yüksek kültür ile kitle ya da popüler kültür, sanat ile gündelik yaşam arasındaki ayrımı yıktı.
Net bir stile ya da üsluba bağlı kalmadı. Üslup ile kuralları da çiğnedi, yeni ve özgürlükçüydü. Eski stilleri de kullandı ancak genellikle bunları ironik bir şekilde yorumladı.
Postmodernistler genellikle komik, gülünç, alaycı ve sınırları zorlayan bir üslup benimsedi.
Kuralları yıkan bu kavram, sadece 70’lerde etkisini göstermedi. Yakın zaman örnekleri elbette bulunuyor. Örneğin; Quentin Tarantino- Ucuz Roman, Lady Gaga-Born This Way ya da Piazza d'Italia Binası...
Kaynak: tate.org