1920’li yıllardan beri bilim insanları “öğrenme teorileri” üzerine çalışıyor. Geçen 100 yıla rağmen insanlar öğrenme stratejilerini uygularken zorlanıyor. Doğru yöntemi seçmek hiç kolay değil.
Amerika’da yapılan kapsamlı bir araştırmada çoğu kişinin öğrenme ile ilgili pek de doğru olmayan inanışları ve uygulamaları olduğu bulunuyor. Araştırmacılar öğrenme becerilerimizi geliştirmemize engel olan ve sıklıkla yapılan dört öne çıkan hatadan bahsediyor.
Öğrenme konusunda becerilerinizi geliştirmenizi engelleyen dört hata:
- Aralıklı tekrar yerine tek seferlik toplu çalışma alışkanlığı: Sınavdan bir gün önce her şeyi öğrenmeye çalışanlar burada mı? :) Sadece dersler için değil, yeni herhangi bir şey öğrenirken pek çok insan tek seferde çok fazla konuyu kavramaya çalışır. Fakat zihnimiz, yeni bilgileri tek bir işlemle kaydedebilen bilgisayarlarımız gibi çalışmıyor. Bunun aksine, yeni bir şey öğrenirken zihnimiz dinamik bağlantılar kuruyor ve her yeni bir bilgi eski bir bilgiye bağlanarak kalıcı hale geliyor. Bu bağlantıların güçlü olması için de aralıklı ama düzenli bir çalışma gerekiyor. Araştırmalar, tek seferde yoğun çalışmaktansa öğrenilecek konuları küçük porsiyonlar halinde tüketmenin daha verimli olduğunu gösteriyor. “Az az, sık sık” mottosu sadece beslenme alışkanlıklarımız için benimsememiz gereken bir motto değilmiş:)
- Herhangi bir bağlama dahil etmeden bilgileri ezberlemek: Yeni bir dil öğrenirken kelime listeleri yapmak ya da tarihi olayları kronolojik olarak öğrenmeye çalışmak… Daha önce herhangi bir konuyu buna benzer şekilde öğrenmeye çalışmış mıydınız? İlk maddede de söylediğimiz gibi bağlantılar kurarak öğreniyoruz. Yeni bir bilgiyi belli bir bağlamda öğrenip eski bilgilerinize eklediğinizde bu bilgiyi hatırlama ihtimaliniz artıyor. Bu yüzden de genel olarak bilgi seviyesi yüksek insanlar aynı zamanda daha hızlı da öğreniyorlar. Halihazırda zihinlerde yeni gelen bilgiyi bağlayabilecekleri eski bilgileri bulmaları daha kolay olduğu için öğrenme hızları da yüksek oluyor.
- Tek bir öğrenme metoduna bağlı kalmak: Görsel, işitsel gibi öğrenme stillerini duymuşsunuzdur, hatta belki kendinizin birine daha yatkın olduğunu düşünüyorsunuzdur. Fakat son yıllarda yapılan araştırmalar, aslında spesifik öğrenme stillerinin çok da doğru olmadığı gösteriyor. Örneğin işitsel olarak öğrenmeye daha yatkın olduğunuzu düşünüyorsanız bu metotla öğrenirken daha fazla odaklanıyor ve diğer metotlara tam olarak bir fırsat vermiyor olabilirsiniz. Tek bir öğrenme metodu yerine hafızanızı farklı farklı kaynaklarla beslemeniz daha iyi öğrenmenizi sağlayacaktır. Yeni öğrendiğiniz konuda yazılmış kitapları okuyabilir, not çıkarabilir, bulabiliyorsanız podcast ya da eğitici videolarını izleyebilir ya da konuyu öğrenmeye çalışan farklı insanlarla bir araya gelerek aktarımlar yapabilirsiniz.
- Bilginizi test etmekten kaçmak: Genellikle yeni bir şey öğrenirken konuyla ilgili test ediliyor olmaktan çekinir, hata yapmaktan korkarız. Aslında bilgimizi test etmek kendimizi geliştirmek için de bir fırsat. Çünkü bir bilgiyi hatırlamaya çalışmak, bilgiyi ikinci kere çalışmaktan daha fazla kalıcılık sağlıyor. Bu nedenle, örneğin yeni bir dil öğrenirken kullanmak için bir fırsat çıktığında değerlendirmeniz iyi olabilir. Ayrıca hata yapmak da öğrenmeyi geliştiren bir diğer meseledir.
Kaynak: medium.com
