Anasayfa > Çalışma Yaşamına Hazırlık > Çalışanlar Başkaları ile Değil, Kendileri ile Kıyaslanmak İstiyor

Çalışanlar Başkaları ile Değil, Kendileri ile Kıyaslanmak İstiyor

12 Mayıs 2022 / Yeni ve Modern İş Yaşamı

  • 42 |
  • okuma süresi: 2 dk
#diğerçalışanlarilekıyaslanmak#çalışanesenliği#çalışanlarneistiyor


Sizce adil bir değerlendirme nasıl olmalı? Yaptığınız işteki performansınız değerlendirilirken başkaları ile kıyaslanmak mı isterseniz, yoksa yalnızca zaman içindeki gelişim/değişiminize bakılmasını mı?

Fortune’un bin şirket ile yaptığı bir ankete göre çalışanların yüzde 66’sı performans değerlendirmelerinden memnun değil. Yüzde 65’i de değerlendirmenin kendi işleriyle ilgili olmadığına inanıyor. Amerika’da yapılan bir başka araştırmada ise çalışanların yüzde 71’i performans değerlendirmelerini adil bulmadıklarını ifade ediyor.

Peki çalışanlar neden böyle hissediyor?

Konuyla ilgili yapılan bir araştırmaya göre çalışanların performans değerlendirmelerini adil bulmalarını sağlayan önemli bir etken var: Performans değerlendirmesindeki kıyaslama çalışanın geçmiş ve şimdiki performansı ile ilgili olduğunda, yani zaman içindeki gelişimi değerlendirildiğinde çalışanlar bunu daha adil buluyor. Çalışanlar zaman içindeki değişimleri değerlendirildiğinde bunu hem daha kişisel buluyor hem de kendilerine daha çok saygı duyulduğunu hissediyorlar. Fakat performans değerlendirmesi diğer çalışanlarla kıyaslamaya döndüğünde durum değişiyor. Öncelikle, başkaları ile kıyaslandıklarında yöneticilerinin kendilerini yeterince detaylı değerlendiremediklerine inanıyorlar. Bu yüzden de değerlendirmenin doğruluğuna duyulan inanç azalıyor.

Üstelik bu durum, değerlendirilen çalışanın diğer çalışanlardan daha iyi olduğu söylense de yaşanıyor. Durum lehine bile olsa çalışanlar, başkalarıyla kıyaslandıklarında değerlendirmeyi daha az adil buluyorlar.

Sonuçların ışığında, araştırmacılar çalışanların daha adil hissettiği bir değerlendirme için performansın kendi içinde değerlendirilmesini ve daha kişisel geribildirimler verilmesini savunuyor.


Kaynak: Harvard Business Review