Sıklıkla kendimize güvenmenin önemini duyuyoruz. Üzerine yazılmış pek çok kişisel gelişim kitabı, konuşmalar, tavsiyeler bulabiliriz. Buna rağmen kendine güvenme duygusunun karanlık bir yanı olduğunu iddia eden bilim insanları da var.
Yetenek yönetimi, liderlik gelişimi gibi konularda çalışan Dr. Tomas Chamorro-Premuzic’ın bir makalesine göre kendine güvenmek özellikle Batılı toplumların olması gerekenden fazla öne çıkardığı bir konu ve bunun bazı zararları olabilir. Peki ama özgüvenin bu kadar vurgulandığı bir dönemde ne gibi olumsuzluklardan bahsediyoruz?
1) Burada dikkat edilmesi gereken en önemli noktanın özgüvenin gerçek anlamda yeterli olmak, kabiliyet gibi özelliklerin önüne geçmemesi. Belli bir konuda gelişmiş olmak tabii ki o konuyla ilgili bir özgüven getirir fakat bunun tam tersinin olmamasına dikkat etmek önemli. Yani gerçekten yeterli olunmayan bir konuda özgüvenli olmak ortaya iyi bir iş çıkabileceğini her zaman göstermiyor.
2) Aşırı özgüven kişisel farkındalığı azaltabiliyor. Makaleye göre, kendine aşırı güvenmek kişinin hata yaptığını kabul etmesine ya da eksikliklerini fark etmesine engel olabiliyor. Bu da hem iş hayatında hem de kişisel hayatta problemlere ve çıkmazlara neden olabiliyor.
3) Yeterlilik ve kabiliyet yerine aşırı özgüvenin teşvik edilmesi kadınlara daha fazla zarar veriyor. Araştırmalara göre, küçük yaşlardan itibaren erkekler başarılarını çoğunlukla kendi zeka, yetenek ve becerileri ile ilişkilendirirken kadınlar genellikle bunun çok çalışmaları ya da şans gibi konulara bağlıyor. İş hayatında aşırı kendine güven gerçek anlamda yeterli olmanın önüne geçtiğinde bu durum erkeklerin daha kolay yükselmesine neden oluyor.
4) Aşırı özgüvenli olmanın teşvik edilmesi narsistik bir kültürün oluşmasına neden oluyor. İş hayatı ya da toplumsal hayatta aşırı özgüvenli insanların öne çıkarılması giderek daha fazla sayıda insanın kendini eleştirebilen, empatik ve de kişisel farkındalığı yüksek olmasının önüne geçiyor.
Kaynak: psychologytoday.com
